Böylesine iddialı bir başlığın içeriğine girmeden önce Türk futbol dünyasında ki bazı gerçekleri hatırlatmakta yarar görüyorum.
Dünya futbolu tüm kesimleri ile profesyonelleşirken, Türkiye’de sadece futbolcular, o da dünya düzeyinde olmasa bile profesyonelleşmiş, yöneticilik amatörlük düzeyinde kalmıştır. Daha doğru bir deyimle, yöneticilik tutku tatminine ve toplumda yer edinmeye yarayan bir araç haline gelmiştir. Zaten sorun da burada başlamaktadır.
Futbol kulüpleri de bu anlayışla yönetildiği için kurumsallaşamayarak ekonomik güç sahiplerinin söz sahibi olacağı kuruluşlar haline gelmiştir.
Bu gerçeklerin ışığında Samsunsporumuza göz attığımız da, durumun çok daha kötü olduğunu görürüz. Çünkü Samsunspor bugün geçmişin yönetimsel yanlışları nedeniyle, tarihinin en korkulu günlerini yaşamaktadır.
Samsunspor taraftarlarının ve Samsun gündemini takip edenlerin çok iyi bileceği gibi son onbeş yılda ki Samsunspor yönetimlerinin yaptığı yanlış transferler ve hesapsız, kitapsız ödeme planlamaları nedeni ile Samsunsunspor büyük bir borç yükü altına sokulmuştur.
Süper Lige çıktığından beri yedi kez Süper Lige çıkıp, yedi kez alt lige düşerek adı “Asansör” takıma çıkan bir takımın, çok iyi yönetildiği söylenemez.
İşte bu nokta da söylenecek çok şey olduğuna inanıyor ve bu konuda Samsun gündeminde çok konuşulan şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
1982-1989 arası Samsunspor Başkanı olan rahmetli Hasbi Menteşoğlu ile parasal sıkıntı yaşanmadan geçen dönemden sonra ki süreçte görev alan Sayın Hakkı Tomaç yönetimi, yaşanan çok talihsiz kazaya rağmen, borçsuz denebilecek bir Samsunspor devretmiştir.
Göreve gelen rahmetli Dr. Aslan Çınar’dan sonra görev alan Sayın İsmail Uyanık, on yıl süren ilk dönemi sonrası görevi 5-6 milyon TL. ( 5-6Trilyon)Borçla Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’a devretmiştir.
İki yıllık Sayın Yusuf Ziya Yılmaz döneminden sonra İsmail Uyanık son bir kez daha başkanlığı üstlenmiş ama devraldığında borç miktarı 13-14 milyonlara (Trilyon) çıkmıştır.
İki yıllık bu ara dönemde kim tarafından ve neden yapıldığı tam bilinemeyen bir ihbar sonrası, kulüp defterlerinin Maliye Bakanlığı Vergi Denetmenlerince incelenmesi ile Samsunspor’a verilen 7,5 milyon TL. (O günkü rakamlarla 7,5 trilyon TL.) ceza zamanında ödenemediği için gelen faizler ile birlikte Samsunspor’un borç miktarı artarak toplam13-14 milyona ulaşmıştır.
1991 ile 2001 arasında ki süreçte eleştirilen yönlerine rağmen, kentten hiçbir destek almadan Samsunspor’a başarılı dönemler yaşatan Sayın Uyanık, 2002 de tekrar görev aldıktan sonra ki dönem de kulübün borçlarından bunalarak kentten sürekli yardım talep etmeye başlamıştır.
Fakat gerek Sayın Uyanık’ın kendine ait yönetim biçimine duyulan tepkiler ve gerekse döneminde aldığı futbolcuları “Hangi para ile alıyorsun?” Diye sormayanların, dönemi ile ilgili olarak transferden gelen paraların hesabını sormaya başlamasından olacak, kentten hiçbir destek alamıyordu.
Sonunda, 2005 de Sayın İsmail Uyanık 2. Kez aldığı Samsunspor Başkanlığını 12-13 milyon TL. Borçla bırakıyor ve yapılan Samsunspor Genel Kurulu tarafından da Onursal Başkan seçiliyordu.
İsmail Uyanık döneminin sona ermesi ile Samsunspor en sıkıntılı dönemlerini yaşamaya başlamıştır. Ödeme takvimi çok sıkışmış onbeş milyona dayanan borç miktarı nedeniyle kulübe kimse başkan olmak istemiyor ve başkan bulunamaması nedeni ile de tekrarlanan genel kurullar dönemi başlıyordu.
Koca kent adına utanç verecek bu durum, sonunda kent siyasi iradesinin de olaya müdahil olması ile futbolla ilgilerine bakılmaksızın işadamları biraz da arkalarından itilerek yönetimler oluşturulabiliyordu.
Böylece 2005 de işadamı Sayın Adnan Ölmez, 2006 da Sayın Mazhar Başoğlu, 2007 de Sayın Sezgin Gümüş, 2008 de Sayın Fuat Köktaş Başkanlıklarında yönetim sorunları aşılıyordu. Ancak sezonu kurtarmak adına aceleyle yapılan yanlış futbolcu transferleri ve birer yıllık sözleşme veya kiralama ile alınan oyuncular ve verilen çekler ile senetler bu dönemlere damgasını vuruyordu.
Daha da kötüsü, Sayın Adnan Ölmez döneminin sonunda, bir yıl aradan sonra Samsunspor bir kez daha Süper Lige veda ediyordu.
Bu dönemler de her sezon sonu yönetimleri bırakan bu başkanların döneminde, o yıl için alınan futbolculardan hiç birisi bir sonra ki dönem de takımda kalmadığı için her yeni yönetim sil baştan yeni transfer yapıyor ve onlarda yaptıkları yanlış transferlere ödenecek borçlarla, kulübü bir sonrakine devrediyordu.
Bu yönetim anlayışı da Samsunspor’un borçlarını tırmandırıyordu. Kendi işlerinde çok başarılı olan bu işadamlarının, neden Samsunsporu da kendi şirketleri gibi yönetmeyerek başarılı olamadıklarını doğrusu anlamakta sıkıntı çekiyorum..
Ancak, bu son süreçte başkanlık yapan Sayın Fuat Köktaş ile Sayın Hakkı Tomaç Başkanlığında ki yönetimleri diğerlerinden ayrı tutuyorum. Çünkü onların zamanında kulübe mali bir disiplin getirilmeye başlamıştır.
2009’ a gelindiğinde bir kez daha yönetim oluşturulamaması ile başlayan kriz, sıkıntılı dönemlerin kurtarıcısı Sayın Hakkı Tomaç’ın fedakârlığı ile O’nun başkanlığında oluşturulan yönetimle aşılıyordu.
2010 da bir kez daha Genel Kurul yapılıyor ve önceki yönetimlerde de görev yapan Sayın Erkut Tutu taşın altına elini sokan gönüllü arkadaşları ile yönetimi alıyordu. Sayın Tutu görevi devraldığın da ise, Samsunspor’un borcu 29 milyona ( 29 trilyona) dayanmıştı.
Sayın Tutu döneminde yapılan doğru transferler ve dengeli bütçe harcamaları ile bir imkânsız başarılıyor ve o sezonun sonunda Samsunspor Süper Lig’ e çıkarken, borç miktarı da 5 milyon TL. Azalarak 23 milyona ( Trilyona) düşüyordu.
Ne var ki, şampiyonluğa iki maç kala bu başarılı yönetim, yapılan baskılar sonrası 2010 da olağanüstü Genel Kurul gitmek zorunda kalıyor ve yönetimi Sayın Kazım Yılmaz Başkanlığında ki yönetime bırakıyordu. Bu kargaşa, Samsunspor’un şampiyonluk kupasını almasını da engelliyordu.
Sayın Kazım Yılmaz dönemin de yapılan akıl almaz yanlışlar, Samsunspor’a öncekilerden de ağır bir fatura yüklüyordu. Yanlış seçilen bir menajere teslim edilen takım, sakat alınan veya sadece üç maç oynayan futbolculara verilen ve verilmesi taahhüt edilen çok yüksek paralarla, borçlar da 40 milyona (40 trilyon) dayanıyor ve Samsunspor bir kez daha bir yıl aradan sonra PTT Ligine düşüyor, daha açık bir deyimle düşürülüyordu.
Sezon sonunda Kazım Yılmaz arkasında 40 milyon TL. Borç bırakarak ve alacaklarına da temlik koyarak Samsunspor Başkanlığını bıraktığını açıklıyordu.
Samsunspor bir kez daha başkansız kalıyor ve ertelenen Genel Kurullarda da yönetim oluşturulamaması üzerine Samsunspor’un “Kayyuma“ kalması gündeme geliyordu.
Kayyuma gitmenin yarar ve zararları tartışılırken, son kez yapılan Olağanüstü genel Kurul’da eski takım kaptanımız Emin Kar, büyük bir cesaretle ve “Kimse çıkmıyorsa ben bu yüz kızartıcı ayıbı Samsun’a yaşatmam” Diyerek, oluşturduğu yönetimle Samsunspor’u “Kayyuma “Gitmekten kurtarıyordu.
Aslında, Sevgili Emin Kar Samsun siyasi ve idari iradesinin de desteğini alarak gösterdiği bu cesaretle, sadece Samsunu “Kayyumdan” Kurtarmıyor, geçmiş dönemlerde yapılan yanlışlarla oluşan bu borçlara neden olan çok sayıda yöneticiyi de yargıya gitmekten kurtarıyordu.
Ne yazık ki, Samsunspor Camiası, bu gün bunları dahi konuşacak durumda değildir.
Yukarıda altını çizdiğim yönetim yanlışları, bugün Samsunspor’u çok büyük yaptırımlarla karşı karşıya bırakmıştır.
2000’ li yıllardan sonra alınan ve paraları ödenmediği için UEFA’ya başvuran yabancı oyuncuların alacaklarının çok kısa sürede ödenememesi halinde, Samsunspor ’un önce puanlarının silinmesi ve devamında da bir alt kümeye düşürülmesi gündeme gelmiştir.
Yoklular içerisinde takımı Süper Lige çıkartma mücadelesi veren Emin Kar yönetimi, bir yandan, UEFA tarafından verilecek cezaları önlemeye uğraşmaktadır.
Emin Kar paralı başkan olarak göreve gelmediği gibi etrafında da kulübü finanse edecek kişilerden oluşan bir yönetimi de yoktur. Emin Kar’ın bu görevi almasında ve bugüne kadar da maddi sıkıntıları aşmasında ki en büyük destek, siyasi İktidarın Samsun il Başkanı Sayın Fuat Köktaş ile bir önceki Spor Bakanı Sayın Suat Kılıç ile kent yöneticilerinden gelmiştir.
Tabii bu arada, her dönem Samsunspor’a desteğini esirgememiş olan ve bir elin parmaklarının sayısını geçmeyen fedakâr işadamlarımızı da unutmamak gerekir.
Son günlerde Kulüp Başkanımız Emin Kar eski dönemlerden gelen futbolcu borçlarının ve alacaklarına temlik koyan eski yöneticilerin, Samsunspor’u bu büyük cezalarla karşı karşıya bıraktığını basın organlarında da vurgulayarak, geçmişte ki yönetim hatalarından yakınmaktadır.
Evet, Samsunspor’un bugün karşı karşıya bulunduğu tehlike öyle küçümsenecek bir sorun değildir. Bu, sadece Emin Kar Yönetiminin sorunu da değildir.
Bu sorunu çözmesi gerekenler, en başta Samsunspor’u yaptıkları yanlışlarla bu duruma düşüren, geçmiş dönem başkanları ile yönetimleridir.
O nedenle;
• Samsunspor, bu yaptırımları önleyemez ve bir alt kümeye düşürülürse, muhtemelen kapanmaya kadar gidecek süreçte bilinmelidir ki, en başta alacaklarına temlik koyanların paralarını almaları hayal olacaktır.
• Bu kenti yönetenler ve bu kent adına siyaset yapanlar da bu utançtan pay alacaktır.
O halde, bu dar boğazdan kurtulmak için neler yapılmalıdır?
• Başta Kazım Yılmaz olmak üzere eski yöneticilerimiz alacaklarına koydukları temlikleri kaldırarak Samsunspor’a çeşitli kanallardan gelen paraların, Samsunspor kasasına girmesinin önünü açmalıdırlar.
• Alacağı olan eski yöneticilerimiz ileride belki de hiç alamayacakları alacaklarının hiç olmazsa birer kısmını, kulübe hibe etmelidirler.
• Samsunspor dışında bir kuruluş, örneğin tüzüğüyle Samsunspor için önemli görevler üstlenmiş olan SAM-SEV öncülüğünde bir oluşumla, her biri 10 veya 20 bin TL. Verebilecek 150-200 Samsunspor’a gönül vermiş kişi belirlenerek, toplanacak para ile bu ayıbın giderilmesine kent yaşayanları olarak katkı sağlanmalıdır.
• Her dönem de Samsunspor’a destek veren işadamlarımızın bu konuda da kendilerine düşecek payı vereceklerine inanıyorum.
• Sayın Suat Kılıç’tan sonra Spor Bakanı olan milletvekilimiz Sayın Akif Çağatay Kılıç’ın da bu konuda desteklerini sürdüreceğini sanıyorum.
• Yaklaşan seçim öncesi belediye başkanlıklarına aday olanların, boyunlarına taktıkları Samsunspor atkısıyla yetinmeyerek, belediye başkanı olduklarında Samsunspor’a hangi ekonomik katkıyı vereceklerini açıklayarak, taahhütte bulunmalıdırlar.
Aklıma dahi getirmek istemediğim bu utanç yaşanırsa, biliniz ki sadece Samsunspor değil, SAMSUN İLİ DE KÜME DÜŞECEKTİR. Bu utanç da hepimizin olacaktır.
Önümüzde ki günler de bu sıkıntıya çözüm bulunacağı umuduyla, güzel gelişmelerin olacağı bir hafta diliyorum.
NOT: Yukarıda söz ettiğim rakamlar, genel kurullarda konuşulan ortalama rakamlardır. Eğer yanlış yazdığım şeyler varsa, bunların muhatapları tarafından kamuoyuyla paylaşılmasını rica eder, şimdiden özür dilerim.